Sürekli Başarısızlığın Sebebi

sorgulamaİnsanlar ne yaptıklarının farkında olmadan sürekli bir koşuşturma içindeler. Bir kısmı sadece koşuşturmuyor, bir savaş veriyor. Bu koşuşturma gayreti, biraz trafiğe benziyor. İşten çıkan biri mümkün olan en hızlı şekilde evine gitmeye çalışıyor. İster araba ister otobüs isterse başka bir araç ile, diğer insanları sağlayarak sollayarak evine varmaya çalışıyor. Evine hızlı ulaşmak için stratejiler geliştiriyor. İstanbul gibi bir şehirde metrobüse binmek ya da kara yolundan hızlı gitmek için stratejiler geliştiriyor. Evine vardığı anda ya da ertesi gün işe vardığında ise bütün bu yol sürecini unutup oturuyor. Kimisi yıllarca bu telaşı sürdürüyor. Bir an durup düşünse belki evini işin yakını bir yere taşıyabilir ya da evin yakınında bir iş arayabilir ve tüm ulaşım savaşı biter.

Aynı şekilde iş arkadaşıyla sürekli çatışan ve sürekli olarak birbirini haksız gören, diğerini zor durumda bırakmak için yarışan iki çalışan da bu gayretlere ve Bizans oyunlarına kendilerini o kadar çok kaptırırlar ki, sorunlarına başka türlü bir çözüm bulabilmek için durup düşünmek akıllarına gelmez.

Sonuçları değiştirmek için davranışlarımızı değiştirmek, davranışlarımızı değiştirebilmek içinse durup düşünmek gerekir. Çoğu insan mevcut koşuşturmacasına ya da savaşına hiç ara vermeyi akıl edemediği için durup düşünmeyi başaramaz. Daha acıklı olanı düşünmenin bir türlü devreye girmediği bu süreç kişiyi ya da kurumu sürekli başarısızlığa ya da tükenmeyen sorunlara iter.

Bu tür sorgulamalar olmadığı için bazı insanlar ve kurumlar varlıklarını sürdürseler de sürekli bir başarısızlık halindedir. Geçici çözümlerle problemleri ortadan kaldıramazlar sadece acısını ya da belirtilerini azaltırlar.

Peki bu başarısızlığın arkasındaki kök neden nedir? Hayatlarımızın tamamı sorgulanmayan koşuşturmacalarla dolu. Kişisel yaşamımızdaki her iş sorgulanmayan yöntemlerle yapılıyor. İster küçük bir proje olsun ister büyük bir iş, işler bodoslama dalarak yapılıyor (etkili bir plan için uğraşılanları ayrı tutarım.). İşe giriştikten sonra da aklımızı değil, işi başarmak için gücümüzü kullanıyoruz. Gösterdiğimiz tüm gayrete rağmen işi hakkıyla da yapamıyoruz. Deyim yerindeyse akıldan çok kaba gücümüz devrede oluyor ve enerjimiz boşa gidiyor.

Peki ne yapmalı? Düşünmenin yapmaktan daha değerli olduğunu fark edip işe başlamadan iyice düşünmek için zaman ayırmalı. Bireysel işlerde birey düşünmeye zaman ayırmalı; kolektif işlerde ise düşünme sessiz olmaz, insanlar konuşarak düşünürler. Herkesin yapılacak işle ilgili fikirleri alınmalı. En baştaki bu düşünme safhası gerekliyse de yeterli değildir. Çünkü belki ilk başta düşünülen yöntem de süreç içinde başarı getirmeyebilir. O takdirde başka yöntemler denemek gerekir. Başka yöntemleri deneyebilmekse işi yapma sırasında durup düşünmeyi gerektirir. Durmaksa zaman kaybı telakki edildiği için o koşuşturma ödün verilmeksizin devam eder.

 

Birçok örnekte insanlar, bir işi yapmak için kullandıkları yöntemi değiştirmek yerine, aynı yöntemi kullanmaya devam etmektedir. Bu da yaşadıkları sorunları akut hale getirmektedir. Bir de insan ve kurumların sorunu hep dışarıda arayan tabiatı, kendilerindeki sorunu görmelerine mani olmaktadır.

 

Share Button

Bir cevap yazın