İnsanlar Neden Değişiyor?

druckerEkip arkadaşım Ömer Faruk Ağca bu hafta insanların neden değiştiğini ve bazen neden tanınamayacak kadar değiştiğini sordu. Bir duraklayıp (hem bir düşünme hem de bir iç geçirme duraklaması) cevap verdim. Haklıydı, birçokları insanların değişmediğini düşünse de, insanlar değişiyor. Sözlü çiftler evlenince bazen hiç anlaşamıyorlar. İlkokulda çok başarılı öğrenciler ortaokul ya da lisede başarısız oluyorlar. Lisede ve üniversitede vasat bir öğrenci mastıra başladığında olağanüstü başarılı oluyor. Başka bir yazıda anmıştım sanırım, ben çocukluğumda pek geçinemediğim babaannemle 28 yaşımdan sonra harika dost olmuştum. Siyasete de baktığınızda eski dostlar düşman, eski düşmanlar dost oluyor. Peki bu duruma ne yol açıyor?

İnsanların kararlarını hep koşullar etkiliyor. Koşullar değiştiğinde öncelikler ve bu önceliklere göre alınan kararlar da değişiyor. Yukarıdaki örnekleri kısaca inceleyebiliriz. İlkokulda şefkatli tek bir hocanın elinde olan çocuk ortaokul ve lisede kendisini anlamayan 10 hocanın eline düşünce kendini paramparça olmuş hissediyor ve kendini 10 farklı konsantrasyon alanında odaklamakta güçlük çekiyor. Oyuncu doğasını koruyan çocuk yüksek akademik talepleri sağlayamayınca başarısız oluyor. Mastır seviyesine gelince ortaya çıkan başarı, özellikle yaşın ilerlemesiyle birlikte berraklaşan kavramsal ya da uygulamalı merakın bir sonucu aslında. Peter Drucker özellikle işletme mastırının beş yıllık iş deneyiminden sonra yapılmasını tavsiye ederdi. Çünkü bu beş yılda kişinin kafasını şekillendiren koşullar değişir ve yeni bir kafa oluşur. Önceden dersleri gereksiz gören bu kafa, artık dersleri problemlerin çözümü olarak görmeye başlar. Sözlüyken zamanlarını gezip tozup geçiren çiftler, evlenince aile sorumlulukları ve aile kararlarındaki farklı düşünceler dolayısıyla anlaşamayabilirler. Bütün bu örnekler koşul seti değiştiği zaman bizim davranışlarımızın değiştiğini gösteriyor.

Koşul seti değişimi bazı örneklerde bizi olumlu sonuçlara götürürken bazı örneklerde bizi olumsuz sonuçlara götürüyor. Öyleyse sevinecek bir şey var. Koşul seti değiştiğinde değişiyoruz. O zaman mesele bizi olumlu davranışlara ya da sonuçlara götürecek koşul setlerini inşa etmekte. Aynı zamanda koşul seti değişiminde başkalarının da değişebileceğini hesap ederek öngörülü olmakta. İnsanları herhalde en çok üzen şey hayal kırıklıkları. Bir fakir yoksulluğu için her gün ağlamaz ya da borcunu ödeyemediği gün depresyona girmez; ama varlıklı biri her şeyini kaybettiğinde hayatının en acı gününü yaşar ve depresyona girebilir. Dostlarımızın beklenmedik olumsuz bir davranışını görürsek de aynı hayal kırıklığını yaşarız.

Kendi hesabıma oğlum Sanat’ın da beğenmediğim yönlerinin yeni bir koşul setinde, beğeneceğim yönlerle değişeceğini ümit ediyorum. Ama koşul seti değişmezse insanlar aynı profilde kalacaklar. Allah size hep iyi günler göstersin ama yaşamın acısı da tatlısı da var. Depremler, maden çökmeleri, iyileşmez hastalıklar, kazalar, maddi kayıplar ve problemli tipler hep insanlar için… Bunlar da bugün yoksa koşullar değiştiğinde hayatımızın parçası olabilir. Onun için bunların da olabileceğini hesaba katarak yaşamak ve hayatı tüm değişimleriyle kucaklamak gerek.

Share Button

Bir cevap yazın