Mustafa Koç’tan Sonra Gelecek Yöneticinin Sorumluluğu

mustafa-kocSon birkaç ay içinde tanınmış o kadar çok insan hakkın rahmetine ulaştı ki, bütün bu vefatlar her seferinde bize dünyanın ne kadar yalan ve ne kadar geçici olduğunu birer kez daha hatırlattı. Mustafa Koç’un vefatını öğrendiğimde Boston’da gece yarısıydı. Sabah saatlerinde yakın bir çalışma arkadaşımla yaptığım telefon konuşmasında “o kadar stresle yaşamak çok zor” sözleri dudaklarımdan döküldü. Türkiye’de şirket yönetmek, şirketler grubu yönetmek, Türkiye’nin en büyük holdingini yönetmek herhalde bu dünyanın en stresli işlerinden biridir. Türkiye’de bu düzeyde bir yönetici olmak ile, Amerika’da bu düzeyde yönetici olmak arasında radikal bir stres düzeyi farkı vardır.
Pericles’in ünlü bir sözü vardır: “Siz politikayla ilgilenmiyor olabilirsiniz, ama politika sizinle ilgileniyor.” Rahmetli Mustafa Koç da işine odaklanıp politikaya doğrudan bir ilgi göstermek istemese bile böyle bir şansı yoktu. Çünkü piyasadaki gelişmeler politikadaki gelişmelerin etkisindeydi.
Sürekli dalgalanma halinde olan bir döviz kurunun, seçim taktiklerine dayalı şekillenen bir asgari ücretin, politikacıların konuşmalarıyla bir anda krize giren piyasaların, ticaretle ilgili kural değişikliklerinin çok hızlı olduğu bir ülkede şirket yöneten ve şirketlerinin varlığını sürdüren herkesi kutlamak gerek.
Mustafa Koç ile şahsen hiç doğrudan çalışmadım. Ama şirketleri için eğitim faaliyetlerinde bulundum. Evime ürünlerini aldım. Arabalarını kullandım. Marketlerinden alışveriş yaptım. Bankalarında hala hesabım var. Üniversitelerinin kütüphanesini kullandım. Türkiye’de Koç Grubu şirketleri olmasaydı diye düşünsek, Türkiye ekonomisinde ve Türkiye’de büyük bir eksiklik olurdu. Hatta Türkiye, bugünkü Türkiye olmazdı bile diyebiliriz. Koç Grubu şirketleri ekonominin büyümesine, Türkiye’nin gelişmesine tartışmasız bir şekilde yardım etmiştir. Ayrıca Koç şirketleri yönetici ve insan yetiştiren birer okul olmuştur. Belirli standartlarla, kurallarla çalışması açısından tartışmasız olarak birçok Türk şirketi örnek ve önder şirketlerdir.
Bütün bunlarla birlikte zamanın yıpratıcı etkisine herkes ve her kurum tabidir. Mustafa Koç’un holdingin başına geçmesiyle birlikte, bir değişiğin yaşandığını, grubu spesifik sektörlere odakladığını, bazı şirketleri sattığını, bazı sektörlere yatırım yaptığını ve odaklanma sayesinde grubu büyüttüğünü biliyoruz.
Koç grubu, genel olarak söylersek iyi çalışan bir saattir ya da iyi çalışan saatler topluluğudur. Ama saat metaforuna devam edecek olursak Koç Grubu’nun artık bir apple watch, bir Samsung watch ya da bir Pebble üretme zamanı gelmiştir. Çok değerli ve sevilen bir insan olan Mustafa Koç’un ardından gelecek tepe yöneticinin sorumluluğu, şirketler grubuna çıta atlatıp hem grubu hem Türkiye’yi şaha kaldıracak devrimci inovasyonlar yapmaktır.
Allah dedesine ve Mustafa Koç’a gani gani rahmet eylesin. Ailesine, sevenlerine ve çalışma arkadaşlarına içten başsağlığı diliyorum.

Share Button

Bir cevap yazın