Şaka yapmıyorum!

esekEspri yapmak güzel, ama şaka yapmak iyi değil sanırım. Bir olayın içindeki mizahı ortaya çıkarıp paylaşmakta bir sorun yok. “Çocuk annesine annem beni bugün yapmadığım bir şey için cezalandırdı demiş. Annesi kızmış, böyle adaletsizlik olmaz. Seni, nasıl yapmadığın bir şey için cezalandırır? Peki ne yapmadın? Çocuk cevap vermiş: Ödevimi.” Bu küçük fıkrada öğretici yönü olan bir mizah vardır. Fakat espri yapmak hoşsa da şaka yapmak, istisnai örneklerin dışında sağlıklı bir eylem sayılmayabilir. Okulda sınav olmadığı halde, sınav var deyip arkadaşlarını olmayan bir sınava çalıştırmak; üniversite sınavını kazanan bir çocuğa, önceden sonuçları gören ailesi tarafından şaka olsun diye “kazanamadın” demek; şaka olsun diye, olmayan bir problemi var ilan etmek iletişimi olumlu etkileyen bir eylem olmayabilir.

Şakanın yanı sıra, herhangi bir söze olumsuz şekilde başlamak; uzun süredir görmediğiniz birine “nerdesin be hemşerim, insan hiç aramaz mı” demektense “seni gördüğüme çok sevindim; gözümde tütüyordun” demek daha iyi. Konuşmalara olumsuz başlamanın binlerce yöntemi olabilir. Söze başlamak için aklınıza bir olumsuz eleştiri gelirse, çenenizi tutun. Diyetisyen bir arkadaşıma kilo vermenin kolay bir yolunu sormuştum; gülümseyerek ‘çeneyi kapalı tutmak’ demişti. Sanırım iletişim kurmakla yemek yemek aynı prensiplere sahip. İkisinde de olumsuz (zararlı) yemekler ve olumsuz (yapıcı olmayan) konuşmalar insanın başına dert açıyor. İstanbul’da yaşanmaz demek yerine, İstanbul’da ne kadar çok insan yaşıyor demek daha anlamlı ve ikisi de aynı anlama geliyor.

Son zamanda öğrencilerimle whatsapp isimli bir telefon uygulamasını kullanıyoruz. Uygulama bir grup insanın, grup içi mesajlaşmasına izin veriyor. Biri bir mesaj atınca mesaj herkese ulaşıyor. Çok da birbirini seven arkadaşlar. Sabah uyanınca günaydın, akşam olunca iyi akşamlar diyorlar. Bir tanesi, durakta otobüs beklediğini yazdı. Bu gruptaki arkadaşlara aşırı iletişim kurmamalarını tavsiye ediyorum. Az ve öz konuşan insanların, konuşmaları kıymetli hale geliyor. Çok konuşan, çok twit atan, çok mesaj atan insanların kıymetli sözleri de diğer sözlerinin arasında kayboluyor. Onun için makineli tüfek gibi iletişim kurmak yerine, iletişimi çabasını ilaç gibi kullanmalıyız; gerektiğinde ve dozunda.

İletişimde isimle kişi ve kurum eleştirmek de pek hayırlı bir tutum sayılmaz. Bir kişi ya da kurumu eleştirmek yerine yapılabilir olanı ifade etmek daha uygun görünüyor. “Belediye şu faaliyetinde çok beceriksiz” demek yerine, şu faaliyetlerinde şu iyileştirmeleri yapabilir denilebilir. İlla da birilerini eleştirmek istiyorsanız, kişiye vurgu yapmanız çok çok özel bir nedeni yoksa, mümkünse bu kişinin ismini vermemek daha zarif.

Sürpriz konusunda çok iyi bir araştırma yapılmadan bir girişimde bulunuluyorsa bu da mutsuzluğa yol açacak bir seçim olabilir. Oğluna sürpriz olsun diye, ondan habersiz kırmızı spor bir araba alan baba çok iyi bir şey yaptığını düşünebilir. Ama oğlu siyah bir araba istiyorsa bu sürprize vereceği tepki memnuniyet ile memnuniyetsizlik arasında olacaktır. Birinin istek ve tercihlerini tam olarak öğrenmeden ona sürpriz hazırlamak, şansınız yaver gitmezse hüsranla sonuçlanabilir.

Share Button

Bir cevap yazın