Özgür Bırakmanın Muhteşem Gücü

waterfall 2Kontrol tutkusu, olayları kontrolden çıkarırken özgür bırakmak insanların ve kurumların potansiyelinin ortaya çıkmasına yardım ediyor. Kalp damar hastalıkları, kanın serbest akmasını engellediği için kalp hastası oluyoruz. Obezite, önemli ölçüde yemeğe, televizyona, bilgisayara, tablete, eve önemli ölçüde bağımlı kalarak vücudumuzu hareket yönünde özgür bırakmamızdan kaynaklanır. Seller ve birçok doğal afet de zamanında özgür bırakılmamış yeryüzü enerjilerinin topluca özgür kalmasıyla ilgilidir. Özgürlüklerin engellenmesi, sosyal, fiziksel, jeolojik her alanda yıkıcı patlamalara yol açmaktadır. Okullarda çocukları katı, anlamsız ve işlevsiz kurallarla boğmak çocukları okuldan nefret ettiriyor.

Çocuklar en çok kendilerini hoş gören, çok sıkmayan, eğlenceli ve dersini ilginç bir şekilde işleyen hocaları seviyorlar. Bir sosyal bilgiler öğretmeni, sınıfa giriyor ve diyor ki, “Bu dönem boyunca ne zaman derste sıkılırsanız sınıftan çıkabilirsiniz.” Dönem boyunca tüm öğrenciler hiç sınıfı terk etmezken, öğretmen okulun en popüler hocası oluyor. Sözleşmeler ve ağır tazminat hükümleriyle çalışanlarının işten ayrılmasını engellemek isteyen kurumlar, çalışan sadakatinin en düşük olduğu kurumlara dönüşebiliyor. Çalışanlar, sözleşme kuralları veya iş kanunlarının arasındaki boşluklardan yararlanarak ayrılmayı başarıyorlar. Buna mukabil, çalışanlara “Biz sizin hep burada çalışmanızı isteriz, ama ne zaman isterseniz ayrılabilirsiniz” diyen kurumlarda ayrılma oranları daha düşük. Kaosun kendi içinde bir düzen var. Bir tarafta peyzaj mimarları tarafından düzenlenen çok güzel bahçeler var, bir taraftan da Karadeniz ve Anadolu’nun birçok yerinde Yüce Allah’ın kurduğu düzenin içinde kendiliğinden ortaya çıkan muhteşem tabiat manzaraları var. İnsanların birçoğu, peyzaj mimarlarının eseri olan şehirleri bırakıp kainatın içinde kendine has kaosu olan bu düzeni görmek için uçaklara binip oralara gidiyorlar. Dünyanın hemen her yerinde trafik sıkışıklığının olduğu bir yere baktığımızda orada bir trafik polisi görürüz. Trafik polisinin olmadığı yerde trafik kendi dinamiğiyle daha hızlı bir şekilde akar. Twitter, Facebook, Instagram, Whatsapp gibi sosyal medyaların büyümesinin en büyük nedeni, kullanıcıların içerik üretmede, paylaşmada ve tüketmede neredeyse tamamen özgür olmasıdır.

Özgürlüğün kendine has mıknatıslı bir gücü vardır. Kim bizi daha fazla özgür bırakıyorsa, onunla olmayı tercih ediyoruz. Teknoloji de benzer bir yapıda. Pil ömrünün uzun olmasını istiyoruz. Çünkü pil ömrü ne kadar uzun olursa o kadar özgür hissediyoruz kendimizi. İnterneti seviyoruz, çünkü o da bizi özgür bırakıyor. Müşteri olarak bizi özgür bırakan şirketleri daha çok seviyoruz. Dünyada koşmanın ve yürümenin popüler olmasının nedeni sanırım bu etkinlikleri yapmak için çok az şeye ihtiyacımız olmasıdır. Diğer bir deyişle bu etkinlikleri yapmak için her zaman özgürüz. Bisikletin de çok sevilen bir araç olmasının nedeni, bizim özgürlüğümüzü artırmasıdır. Özgürlüğün bu muhteşem gücünü dikkate alarak, mümkün olan her alanda özgürlükleri nasıl artırabiliriz diye düşünmemiz gerekiyor. Çünkü gelişme obsesif kontrol tutkusunda değil, her alanda twitter, instagram veya facebook düzeyinde mütevazi sınırlamaların olduğu geniş özgürlük sağlanmasında.

Share Button

Bir cevap yazın