Longines, Long Jeans’e Karşı

mens-longinesBu Cuma sıra dışı bir basın gezisine katıldım. İzmir’de 33. Dünya Ritmik Jimnastik Şampiyonası’nın final yarışmalarını ve ödül törenini izledim. Çocukluk yıllarımdan bildiğim bir saat markası olan Longines (Loncinz diye okunuyor) bu yarışların partneri, tüm skorbord ve kronometreler bu firma tarafından sağlanıyor. Bu saat firmasının saatleri 5000 TL üzeri fiyatlara sahip, yani lüks saatler. Bugünlerde ortaya çıkan son bir gelişme, özellikle Longines ve benzeri lüks saatlerin geleceği hakkında düşünmeme yol açtı. Apple Watch’un Apple firmasının iPhone’a entegre saatlerinin çıkışından sonra eski klasik saatlerimizi takacak mıyız, yoksa iPhone bağımlıları Apple Watch’a geçecek ve eski saatlerini bir kenara mı bırakacak?

Benim mütevazi bir saat merakım var, ama merakım daha çok sıra dışı saatler üstüne. Akrep yelkovanı ters yönde çalışan, kadranı 12’ye değil, 24’e bölünmüş iki saatim var. Bir de biraz olsun okuma şansı bulduğum Harvard Üniversitesi logolu 2 saatim var. Bir tane de pusulalı, barometreli, termometreli dağcı saatim var ve dağ tırmanışlarımda hep onu takarım. Ancak enformasyon, açıkçası bu sıra dışı saatlerden ve hatta Harvard Üniversitesi logosundan bile benim için daha kıymetli ve Apple Watch çıkınca hiç düşünmeden (bütçemiz yeterse :-)) bir Apple Watch alıp bu saat telefonun tüm işlevlerinden yararlanacağım. Eski saatlerimi de, güzel cam çerçeveli bir kutu alır, duvara asar hatıra diye sergilerim.

 

Toplantı sırasında Longines firmasının yöneticilerine Apple Watch hakkında ne düşünüyorsunuz diye sorulduğunda “dijital bir unsur, Longines’in içine girmeyecek” diye cevap verdiler. Bence düşünmeleri gerek. Yeni nesil artık koluna saat takmıyor. Akıllı telefon ve tabletlerde telefon var. Saati merak ederse telefonuna bakıyor. Üstelik zaman, yeni neslin umurunda değil. Bilgisayar başında, tablet ya da akıllı telefonla oynarken zamanın farkında bile değiller. Yazının başlığı onun için Longines Long Jeans’e karşı. Bu kot pantolonlu yeni nesil, ne saat takıyor, ne de zaman umurunda. Onun için klasik saat markalarının geleceği tehlikede. Çünkü büyük olasılıkla yeni nesil saat filan takmayacak. Longines gibi lüks saat markaları için tek çıkış yolu, akıllı saat üreticileriyle tasarım işbirliği yapıp saatlerin üstüne markalarının logolarını yerleştirip hayatta kalmaya çalışmak.

 

Dünya Ritmik Jimnastik Şampiyonası’nda genç jimnastikçilerin mükemmel performanslar üretmek için yıllarca yaptıkları çalışmalar her hallerinden belli oluyordu. İzlediğim 16 yarışmacının 16’sı da birbirinden olağanüstü performanslar sergilediler. Disiplinlerine, nezaket ve zarafetlerine hayran oldum. Bir taraftan da klasik saatlerle birlikte bu spor dalının da yavaş yavaş göz önünden çekileceğini düşündüm. Böyle çok çalışma, disiplin, estetik ve bilimsel anlamda “fizik” bilgisi gerektiren sporların “zaman algısı dahi olmayan” yeni nesil gençler için hiçbir cazibesi yok. Yarışmayı Rus jimnastikçi Yana Kudryavtseva kazandı. Bana göre yarışmanın tamamını eski Sovyetler Birliği kazandı. Çünkü ilk sekizin içinde Ruslar, Ukraynalılar, Belaruslular ve Azeriler vardı. Biraz eski günlere gittim ve Amerika ile Sovyetler Birliği’nin bilimde, sanatta ve sporda rekabetinin birçok alanda mükemmelliği ürettiğini hatırladım. Şimdi ülkeler arası rekabet demode, televizyon dizileri arası rekabet moda. En disiplinli yaptığımız spor televizyon dizisi izlemek…

Share Button

Bir cevap yazın