Kafası karışık olanlara..

İnsana en çok zaman kaybettiren şey, kafanın karışık olmasıdır. Birçokları kafa karışıklığını tercihler arasında seçim yapamama ya da belirsizlik dolayısıyla karar alamama gibi durumlarda yaşar.

İnsan kafa karışıklığını en çok bir karar almak istediği zaman hisseder. Kafa karışıklığı, kafadaki enformasyon karmaşasının düzensiz bir şekilde insanın zihnine gelmesidir. Karar alma konusuyla ilgili akla gelen birçok başka konu ve mesele yarattıkları yargı ve sorgu işaretleriyle, insana ne yapacaklarını şaşırtırlar. Örneğin birisiyle evlenmeyi düşünen ama bu düşüncesini ona açmamış biri, bir taraftan evlilik sonrası para kazanma imkânlarını, nerede oturacaklarını, potansiyel eşinin ailesini düşünür ve bütün bu konularla ilgili gelen düşünceler kafayı karıştırır. Gelen düşüncelerin bir kısmı yargıdır. Örneğin, potansiyel eşinin ailesiyle ilgili birkaç hikâye duymuştur ve bu hikâyeler onlar hakkında bir önyargı yaratmıştır. Kafa karışıklığının bir nedeni de enformasyon eksikliğidir. Bunlar da kafada soru işareti oluştururlar. Örneğin evlendikten sonra ne iş yapılarak para kazanılacağı ya da ailenin geçindirileceği belli değilse bu da soru işareti olarak durur. Tabii daha potansiyel eşe evlenme teklif edilmemiş olması ve onun bunu kabul edip etmeyeceği çok daha büyük belirsizlik yaratan bir soru işaretidir.

İş hayatında toplantılar, kafası karışık insanlarla uzar durur. Aynı şekilde dayanağı olmayan yargılar ve enformasyon eksikliği, bir grubun rasyonel karar almasının önüne geçer. Gruptan iki kişi işle ilgili birer olay öyküsü anlatarak kendi vardıkları sonucu ya da yargıyı grupla paylaşırlar. Üretimde ya da satışta veya muhasebede şöyle oldu, bu da bu anlama geliyor diye bir çıkarım yaparlar. Ardından da bir başkası maliyetler ya da müşteri memnuniyeti konusunda başka bir yargı paylaşır. Ancak bu yargıyı da destekleyen somut bir veri olmadığı için bu yargı bir soru işareti olarak grubun önünde kalır.

Sözü uzatmadan, kafa karışıklığının panzehirini paylaşmaya çalışayım. Kafa karışıklığının bir numaralı nedeni, amacın belli olmaması ya da konuları düşünme ve değerlendirme sürecinde unutulması veya bir kenarda kalmasıdır. Amaç kafaları temizleyen, durulaştıran harika bir filtredir. Konu ne olursa olsun, amacın bizzat kendisi harika bir referans noktasıdır ve her türlü yargı ya da soru işareti, amaca yakınlıkları ve amaca hizmet etmeleri ölçüsünde değerlendirilmelidir. Amaca hizmet etmeyen konular doğrudan zihnin gündeminden düşürülmelidir. Kafa karışıklığı basit bir şekilde bir sadeleştirme ihtiyacı duyar ve amaç bu sadeleştirmenin temel referans noktasıdır. Kafası karışık olan kişi, hemen kendine amaç neydi diye sormalıdır. Amaç ile birlikte aynı zamanda alt amaçlar da belirlenmeli ve değerlendirme sürecinde hep akılda tutulmalıdır.

Bir konuyu değerlendirirken her konunun amaca hizmet etmesiyle ilgili akıldan bir önceliklendirme yapılamıyorsa, kâğıt üstünde ele alınan konulara amaca hizmet etmeleriyle ilgili puansal değerler atanarak en önemli konular belirlenebilir. Karar alma süreçlerinde kâğıt üstünde yapılan çalışmaların zihni inanılmaz ölçüde berraklaştırdığını söyleyebilirim. Örneğin bir satın alma konusu ya da bir ortaklığa başlama ya da ayrılma konusu değerlendirildiğinde bir bilanço gibi, bir kâğıt üstünde sol sütuna yapılacak eylemin olumlu yönleri, sağ sütuna da eksi yönleri yazıldığında insan durumu çok daha net bir şekilde görebilir.

Not: Bu soğuk kış gününde sokak hayvanlarını ve kuşları beslemeyi, ısınamayan yoksullara yardım etmeyi unutmayın.

Share Button

Bir cevap yazın