İki Bayram Arasında Neler Öğrendim?

sheepBu yazıda izninizle aklımda yer etmiş bazı soru ve fikirleri paylaşmak istiyorum:

Çok başarılı insanlar özellikle kendilerini en beğendikleri anlardan birinde en basit işlerin bir kaosa dönüşmesinde bir sınava tabi olurlar…

Yenilikçi çıkışların bir havai fişek gibi çıkış yapması güzeldir; ama uzun vadede süreklilik arzeden yenilikler saman alevi gibi parlayıp sönen yenilikçileri alt ederler.

Kurban Bayramı’nda yediğiniz kurban etleri, marketten aldığınız etlerden neden lezzetli?

Çalışanların mutluluğunu düşünen patronlar; doğru yönlendirildiklerinde çalışanların daha çok müşterilerin mutluluğunu düşündüklerini göreceklerdir.

Akademik başarı önemlidir; ama her şey değildir.

Türkiye’de daha çok homeschooling-ev okulu kavramını tartışmalıyız ve bunun yollarını açmalıyız.

Küçücük bir farklılık, büyük sonuçlara yol açabilir. Bir gülümsemeyle başlayan şikayet çözülürken, asık bir suratla başlayan şikayet çözümsüz kalır.

Yemekle ilgili herhalde şu kural tüm zamanlar geçerli. Her şeyin azı karar, çoğu zarar. Diyetisyenlere duyurulur: Buğday ürünü yemeyelim diye hiç mantı yemeyelim mi?

Çocukların bilgisayar bağımlılığına kızanlar, kendilerinin yıllardır müzmin televizyon bağımlılıklarından kurtulmak için ne yapmayı düşünüyorlar?

Bir ailenin çocuklarına verebilecekleri en kıymetli şeylerden bir tanesi görgü ve güzel ahlaktır. Görgüsüz insanların başları başkalarıyla hep derttedir.

Hayatlarına güzel alışkanlıklar ekleyip kötü alışkanlıkları çıkaranlar bir yıl gibi kısacık bir sürede büyük başarılara doğru koşarlar.

Deniz, uçak ve otobüs yolculuğu biletlerinin sürekli hareket ettiği bir açık artırma dünyasında her alanda belirsizliği kucaklayarak onunla baş etmeyi öğrenmek gerek.

Güne nasıl sabah namazının güzel dualarıyla başlamak insanı iyiye odaklarsa, sadece çocukların değil, tüm yetişkinlerin anlamlı bir metne / anda / hedef bildirgesine odaklanması onları da iyi olana sevk eder.

Kötü bir yol, arabayla gitme çabasının yanlış olduğunu göstermez.

Beceriksizlik dolayısıyla başarısız olan işler ve girişimler, tanımlama olarak o işlerin yanlış olduğunu göstermez.

Küçük lokantalarda büyük lokantalardan daha fazla lezzet alma imkanınız fazladır.

İstanbul’da trafikten şikayet etmemeni yolu, (benim gibi) her sabah saat altıdan once sokağa çıkmak, arabayla tek başına seyahat etmekten vazgeçmek, siz binmesiniz bile bisikletle ulaşmak isteyenlerin yolunu açıp hiç olmazsa onların trafikten çekilmesini sağlamaktır.

Trafikten şikayet eden herkes, şikayet ettiği trafiğin parçasıdır.

Rahat bir uyku için borçlarınızı ödemeniz ve ayağınızı yorganınıza göre uzatmanız gerekir.

Bu bayram kurbanlarınızı kesmeden önce sakin ve içten bir şekilde onları sevip okşamanız dileğiyle… Hepinizin bayramı kutlu olsun.

Share Button

Bir cevap yazın