Dünya Gezginleri, Zombiler ve Soma

soner-ve-inci-sarihan-cifti-bisikletle-24-ulke-dolasti_1247261_200_220Dünya Turuna çıkmak ister miydiniz? Bu soruya verdiğiniz cevap evet ise Tibet, İnci ve Soner Sarıhan ailesini takip etmelisiniz. İnci ve Soner Sarıhan, Tibet doğmadan bisikletle Hindistan’a gittiler. Minik oğulları Tibet ile Avrupa’yı turladılar. Bu Temmuz’da Almanya, Polonya, Litvanya, Letonya, Estonya, Finlandiya ve Rusya’ya gidecekler.  Mütevazi öğretmen maaşları ve yine mütevazı sponsor destekleriyle bu yolculukları başaran aileni azmine, hayallerine olan inancına hayran olmamak elde değil.

 

Mevcudu 20 kişi veya daha az olan her ders verdiğim sınıfta “Geçen haftadan bu yana ne öğrendiniz?” diye tek tek öğrencilerime sorarım. Bu soru her hafta tekrarlandığı için öğrenciler cevap vermekte güçlük çekerler. Hatta bu soru bir süre sonra, hafta içi bir endişeye dönüşür. “Hoca yine soracak, ne diyeceğim?” Hiç vazgeçmeden her ders soruyu yinelerim. Öğrenciler bu uygulamadan çok hoşlanmasa da soruya cevap vermeye çalışırlar.

Geçtiğimiz hafta bu uygulamayı Bursa Orhan Gazi Üniversitesi’ndeki öğrencilerle ele aldık. Uygulamayı şöyle açıklamaya çalıştım: Aslanlar haftadan haftaya, yıldan yıla daha iyi avcılar haline gelmezler. Yeni teknikler ya da stratejiler geliştirmezler. İneklerin de daha etkili otlamalarına imkan verecek yaklaşımları gelişmez. Bir tek insanlar, geçmişte olduğundan çok daha farklı ve etkili yaklaşımları zaman içinde öğrenebilirler. İnsanlarla hayvanların arasındaki en büyük fark bu öğrenme farkıdır. Dolayısıyla her hafta yeni bir şey öğrenmiyorsak, insanlık mertebemizi korumakta güçlük çekiyoruz demektir. Yıllar önce 21.Yüzyılın Hortlakları diye bir yazı yazmıştım. Hortlak nedir, öldüğü halde öte aleme gitmeyip aramızda dolaşan kişidir. Tanım olarak hortlakların öğrenme kabiliyeti yoktur. Popüler kültür, hayatımıza hortlakların yerine zombileri soktu. Zombiler de öğrenemezler. hiçbir zaman bir zombiyi film ve romanlarda kitap okurken ya da okula giderken görmeyiz. Zombiler, hep aynı şeyi yaparlar sadece gıda peşinde koştururlar. Eğer çevrenizdeki insanlar da sadece beslenmek ve yaşamak için çalışıyorlarsa, hep aynı şeyi yapıyorlarsa bir tür zombiye dönmüştür diye düşünebiliriz.

 

Yavaş yavaş unutulacak ve bağlantısızlaşacak Soma Faciası konusunda iki cümle: 1999 Depremi’nde neden insanları kaybettiysek, Soma’da da aynı sebepten kaybettik. Birkaç yıl önce Tuzla tersanesinde cankurtaran denemesi sırasında kum torbası yerine cankurtarana bindirilen işçiler pisi pisine ölmüşlerdi. Geçtiğimiz yıl İzmir’de devrilerek batan askeri gemide şehit olan askerler de yine benzer sebeplerle ölmüşlerdi. Soma Faciası’nın ve beğenmediğimiz her şeyin sorumlusu biziz.  Bu kazalar ,Türkiye’de her alanda geçerli ve etkili olan zihniyetin sonucudur.

 

İşte Türkiye’de İnci ve Soner Sarıhan çifti ve onların azimli oğulları Tibet gibi insanlar olmazsa, Türkiye’de değişim olmaz. Her gün çeşitli şekillerde öğrenen, hayallerinin peşinden koşan, disiplinli ve çalışkan insanlar Türkiye’yi değiştirecekler.  Eğer değişmezsek daha çok Somalar ve sıkıntılar yaşarız. Birbirimizi suçlamak yerine, kendi sorumluluklarımızı yerine getirmeye odaklanırsak daha çok yol alırız.

 

 

 

 

 

 

Share Button

Bir cevap yazın