Avrupa Bisikletliler Derneği üyesi olan ve Türkiye’deki bisikletseverlerin derneği olan Bisikletliler Derneği’nin düzenlediği bir organizasyon ile İstanbul’dan 7 Kasım’da saat 10.00’da Şişli’deki Atatürk Evi’nin önünden yola çıkılarak 10 Kasım’da Anıtkabir’e varılacak. 550 kilometrelik bir yolculuğa çıkmaya cesaret eden bütün bisikletçileri şimdiden kutladığımı belirtmek istiyorum.
Amatör sürücüler için 20 km’lik bir yolu bile tamamlamak bir mücadele ve serüvendir. Toplam gidilen yolun uzunluğu 50 km’yi geçtiğinde kaslarınız yanmaya başlar ve ne için gidiyorsanız, o gittiğiniz şey için bir bedel ödediğinizi fark edersiniz. Bisikletliler Derneği Başkanı Murat Suyabatmaz, Facebook sayfasında “Atamızın Yolundayız” Bisiklet Turu’nu ilan ettiğinde bir kişi “Buna neden gerek vardı?” diye ilginç bir soru sormuş. Bu soruya ben de bir cevap vermek isterim.
Yakından tanıyanlar bilirler, sürekli şükrederim ve bu bana büyük bir huzur verir. Özellikle de biraz daha da memnun kaldığım bir yemekten ya da tecrübeden sonra yüksek sesle bu tecrübeye yol açanlara teşekkür ederim. Güzel bir pasta yediğimi düşünelim. Bu pastayı yediğim pastanenin işletmecisinden başlarım teşekkür etmeye. Pastayı yapan aşçıya, pasta malzemesinin satıcılarına, pastanın yapılmasına imkân veren makinelerin, fırınların imalatçılarına, satıcılarına, pastanın sunulduğu tabak ve çatal bıçağın üreticilerine teşekkür ederim. Elbette maya üreticisine, un üreticilerine, bu ürünleri pastaneye ulaştıranlara, buğdayı un yapan değirmenciye, buğdayı eken ve hasat eden çiftçiye, kısaca bu süreçte aklıma gelen ve gelmeyen herkese teşekkür ederim; elbette bütün bunların olmasını sağlayan Yüce Allah’a teşekkür ederim. Teşekkür ve şükran bir farkındalıktır; ne kadar küçük olduğumuzun ve aslında olan en küçük şeyin bile ne kadar çok insanın katkısıyla, ne kadar çok şeyin organizasyonuyla ve Allah’ın izni ve desteğiyle olduğunun farkında olmamıza ilişkindir.
Türkiye’de doğduğum için, bir Müslüman olarak doğduğum için kendimi ve bu toprakların insanlarını çok şanslı kabul ediyorum. Türkiye’nin fiziksel, manevi ve sosyal ikliminin bir başka benzeri yok. Bu topraklardaki dürüstlük, samimiyet, sıcaklık, hoşgörü dünyanın hiçbir yerinde yok. Her şeyin bolluk içinde olduğu, üniversitesinden tarımsal ürünlerine, iklimsel güzelliklerinden insanına, camisinden kilisesine kadar her şeyin en büyük çeşitliliğe sahip olduğu ülkelerden bir tanesi. Ülkenin incisi İstanbul, dünyayı gezmiş insanların gözünde dünyanın en güzel şehri. Anadolu insanının sıcaklığı ve misafirperverliğinin bir başka örneğine çok az rastlayabilirsiniz. Bütün bunların ötesinde bu ülkenin sahip olduğu en büyük şey, dünya liderliği vizyonudur. Osmanlı’dan bize kalan bu mirası, Atatürk yeniden taçlandırmış ve canlandırmıştır. Ancak dünya liderliği vizyonunun devamı, ayağı takılarak yere düşmüş olan Osmanlı İmparatorluğu’nun Türkiye Cumhuriyeti olarak ayağa kalkmasıyla mümkün olmuştur. Bugün Turgut Özal’ı da, Tayyip Erdoğan’ı da ortaya çıkaran Cumhuriyet, bu Cumhuriyet’tir.
Her yıl, Yeni Hayat seminer ekibiyle İstanbul’da Kadıköy’den Bostancı’ya 10 km yürüyoruz. Bu yürüyüş, katılanların hayatları boyunca unutamadıkları bir yürüyüş oluyor. Tabii, Kurtuluş Savaşı’nda insanların Türkiye’nin dört bir tarafına binlerce kilometre yürüdüğünü düşününce bizim Bostancı yürüyüşü biraz komik kalıyor. Kurban, sahip olduklarımızın bir kısmından vazgeçerek Allah’a yaklaşmak demek. Bu Kurban Bayramı’nda sahip olduklarımızın bir kısmından vazgeçerek Allah’a yaklaşacağız. Bisikletliler Derneği’nin 16 üyesi de, bayram tatillerini Ankara yollarına vererek Ata’mıza ve bize Kurtuluş Savaşı’nda ülkemizi veren gazilere ve şehitlere yaklaşacak. 7 Kasım saat 09.30’da Şişli Atatürk Evi’nde bu grubu uğurlamaya ya da 10 Kasım’da saat 14.30’da Anıtkabir’de karşılamaya gelmek isteyen olursa http://www.facebook.com/bisikletlilerdernegi adresinden daha fazla bilgi alabilir. Bu vesileyle Kurban Bayramı’nızı kutlarım.
