Number Van

Hayatında hiç Hakkari’ye gitmemiş olanlar, ister Türkiye’nin batısında yaşayan Türkler olsun, isterse Kürtler olsun, orada ne olup bittiğini anlama imkânına çok fazla sahip değiller.

Her gün silahların patladığı, roketlerin atıldığı, asker ile PKK arasında kalmış Kürt halkının ne yaşadığına ilişkin empati kurmak çok zor. Hakkari merkezde, evli ve çocuklu bir aile düşünün. Anne oğlunu sabahleyin okula nasıl gönderir? Kurşunların, bombaların günlük yaşam içinde sıradanlaştığı bir ortamda hangi anne, çocuğunu gönül rahatlığıyla okula gönderebilir? Aynı kadın sizce kocasını gönül rahatlığıyla işe gönderebilir mi? Adam sabah evden karısıyla helalleşerek çıkıyor; akşam eve dönüp dönemeyeceği belli değil. Sürekli bombaların patladığı, kurşunların uçuştuğu bir şehirde bakkal olmak nasıl bir şeydir? Para kazanmak için dükkânını açık tutmak isteyen bir bakkala, birileri zorla kepenk indirtiyorsa, kepengini indirmezse dükkânını yakmakla tehdit ederlerse bu bakkal ne yapar? Eğer kepengini indirirse, asker ‘sen PKK sempatizanısın’ diye damgalarsa bu bakkal kendini nasıl hisseder?

Read more Number Van

Share Button

Dr. Mehmet Öz’den genç kalmanın sırları

Yazıya başlamadan önce belirtmek istediğim bir şey var. Sağlıklı yaşamak için birçok davranış değişikliği yapmak gerekiyor.

Bütün bu davranış değişiklikleri ise düşünsel değişikliklere muhtaç. Düşünsel değişiklik yapmak için haftada bir ya da ayda bir kez olsun, sağlıklı yaşam, sağlıklı beslenme, sağlıklı spor gibi konularda bir kitap okumak insanı kendi vücuduna bakıma odaklayabilir. Hayatınızda bir tane, sağlıklı yaşam kitabı okumanın faydası, tüm ömrünüz boyunca bir ay spor salonuna gitmeye benzeyebilir.

Share Button

Patates gibi lezzetli olmak ister misiniz?

İnsan değişmeli mi?

Bazı insanlar hiç değişmediklerini iddia ederek bununla gurur duyuyor. Bazıları ise gerçekten değişmiyorlar. ‘İnsan değişmeli mi?’ sorusunun cevabı aslında oldukça basittir, elbette insan değişmelidir. Çünkü değişmeksizin gelişebilmek mümkün değildir. İnsan yaşadığı olaylarla, dünyaya yeni bakış açıları geliştirmeli ve hatta davranışlarını da değiştirebilmelidir. Her yılbaşı geldiğinde ya da okul dönemi başladığında bir önceki yıldan farklı düşünmüyorsanız, bir önceki yıldan farklı davranmıyorsanız hiçbir şey öğrenememişsiniz demektir. Öğrenme, daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi enformasyon almak değil, alınan enformasyon sonucunda davranışlarımızı değiştirmektir.

Share Button

Neşenin üç kaynağı

Türk Dil Kurumu’nun sözlükleri, ‘neşe’yi üzüntüsü olmamaktan doğan dışa vuran sevinç hali olarak tanımlıyor. ‘Neşe’ kavramı, ‘mutluluk’ kavramıyla kıyaslandığında biraz mahzundur; çünkü bütün araştırmacı spot ışıkları ‘mutluluk’ bakarken, pek çoğu ‘neşe’yi pas geçer.

Neşenin içinde pozitif bir enerji vardır ve kim neşeliyse çevresine de bu pozitif enerjiyi saçar… Neşeli bir insanı, bir anda kızdıramazsınız; neşenin kendine has bir kalkanı vardır. Hatta enerjisi öyle yüksek bir kalkandır ki, bu zorlayacak olursanız hızlı yayılan bir bulaşıcı hastalık gibi çevresine yayılır. Çılgınca kahkaha atan biri, hiçbir sebebi olmasa bile çevresindekilerin kahkaha atmasına, en azından gülmesine yol açabilir. Bu durumu en iyi öğrenciler bilir; içlerinden biri çok neşeliyse, diğerleri de neşeli hale gelir. Eğer ‘neşe’ kelimesi ‘sevinç’ anlamına geliyorsa, öğrenciler çok şanslıdır; çünkü onlar için her şey gülünç, sevinçli ve neşeli olabilir.

Share Button